isteataturk.com

Sunday, March 24, 2013

MONTREAL VE PIRASALI PATATES CORBASI

Montreal sehri ile pirasali patates corbasi ne alaka....  Ilk evlilik senelerimizde esimle Quebec eyaletinde bir kis karnavalina gitmistik.  Buz heykelleri sergisini gezerken cok usuyup gordugumuz ufacik bir restorantda isinmak icin ictigimiz bu corba hosumuza gitmisti.  Restorantda fazla kalabalik olmadigindan sahibi ile sohbet etmek firsatini bulmustuk.   O bize bu corbanin bir Fransiz corbasi oldugunu ve yazlari soguk, kislari sicak olarak servis yapildigini anlatmisti.  Soguk olarak icmeyi denedim ama tavsiye etmiyorum.  Sicak harika.   Gecen hafta bir is toplantisi icin 1 gunlugune Montreala gittigimde hatiralarim canlandi ve o zamandan hatira olan bu tarifi yayinlamamis oldugumu fark ettim.  Toplanti odasinin penceresinden cektigim resimle pirasali patates corbasi tarifi...





3 orta boy pirasa
1 orta boy sogan
3 corba kasigi tereyagi
4 orta boy patates
4 su bardagi tavuk suyu
1 tavuk bulyon
1 veya 2 su bardagi sut veya krem
tuz, karabiber
Uzerine sus icin cayv (ben kullanmadim)
  • Pirasayi yikayip sadece beyaz kisimlarini kullanmak uzere ince dogruyorsunuz

  • Sogani soyup ince dogruyorsunuz
  • Patatesleri soyup, yikayip ince dogrusyorsunuz
  • Sogan ve pirasayi tereyaginda kavurup biraz yumusatiyorsunuz
  • Butun sebzeleri, tavuk suyu ve bulyonu buyuk bir tencereye koyup sebzeler pisinceye kadar kisik ateste pisiriyorsunuz
  • Krema olmasi icin el blenderi kullaniyorsunuz
  • Krema tuz ve karabiberini ekleyip servis yapiyorsunuz
Not: Tarif sadece beyaz taraflarinin kullanilmasini istiyor ama ben yesillerini de kullaniyorum bazen.  Rengi yesil oluyor ve biraz daha koyu ve lifli bir corba oluyor.  Biz seviyoruz. 

26 comments:

  1. İçine pırasa dahil olunca, bence muhteşem olmuştur. Ellerinize sağlık. Sevgiler.

    ReplyDelete
  2. Harika bir çorba olmuş eline sağlık canım zaten çorbadan sağlık fışkırıyor

    ReplyDelete
  3. Şuleciğim, bu çorba eminim ki dediğin kadar vardır. Ben de sıcak içilir tarafında olanlardanım sanırım, yani tarif öyle hissettiriyor.
    Çorba gibisi yok gerçekten, ara öğün olarak çok kullanırım çorba alternatifini...
    Ellerine sağlık...
    Sevgiler...

    ReplyDelete
  4. Nilguncugum, sende benim gibi pirasayi seviyorsun anlasilan. Sevgiler.

    ReplyDelete
  5. Heyyficigim, sana katiliyorum. Corba gibisi yok. Sevgiler

    ReplyDelete
  6. Pırasayı nasıl sevmem:))) Ben Arnavut kökenli bir babanın kızıyım sevgili Şule:))

    ReplyDelete
  7. Mis mis ellerine sağlık canım..

    ReplyDelete
  8. Şule Hanım,
    ellerinize sağlık şuan patates çorbanız müthiş işime yaradı Danimarka eksilerden bir türlü artılara çıkmıyor ve biz ailece grip ve boğaz ağrılarıyla mücadele ediyoruz.Patates çorbasını denemek istiyorum.Selamlar.

    ReplyDelete
  9. Renkli dunyam, cok gecmis olsun. Patates corbasi mideyi bastirir iyi gelir. Acil sifalar insallah. Sevgiler.

    ReplyDelete
  10. pataets çorbasını bende denemek istiyorum...
    ellerine sağlık canım...

    ReplyDelete
  11. Merhabalar,

    Montreal, Quebec derken, siz Kanada'da mısınız Allah aşkına? Oraya gitmeyi ne kadar çok arzu ediyordum. İş icabı Almanya, Hollanda ve İngiltere'de bulunmuştum. Geçenlerde karı-koca Kanada'da çalışan uzaktan bir akrabam vardı. Eşi askere gideceği için kızımızın babası bir aylığına kızının yanına Kanada'ya gitmişti. Kendisine demiştim ki, "oraları iyi araştır, hem kendine hem de bana göre bir iş ayarlamadan gelme" Tabi her ikimizde 58 yaşında emeklileriz. Bu yaştan sonra kim bize iş verir ki? Arkadaşım Kanada'dan geldi. Ziyaret ettim. Hiçbir şey yapmamış. Adam bir fotoğraf makinası götürür de biraz fotoğraf çeker, o da yok!..

    Bakın bir pırasalı patetes çorbası, beni ta Kanada'ya götürdü ve geri de getirdi. Bu güzel paylaşımınız için teşekkürlerimi sunarım.

    Selam ve dualarımla.

    ReplyDelete
  12. Merhaba Recep bey. Evet biz Kanadadayiz. Ben Torontoya cok yakin bir sehirde oturuyorum. ofisim Torontoda. Sehir sinirlari aslinda kagit uzerinde cunki eger araba ile gidiyorsaniz bir sehirden bir sehire gectiginizi fark etmeniz mumkun degil. Sizin akrabaniz hic birsey yapmamakla cok buyuk bir firsati kacirmis. Yapilacak ve gorulecek o kadar cok sey var ki. Gelip gezmenizi mutlaka tavsiye ederim. Quebec en ilginc ve degisik olan sehir. Toronto, Calgary ve Vancouverda cok guzel sehirler. Vacouver hem orman hem deniz. Calgary daglik. Kanada arazisi cok buyuk. Insallah bir gun ziyaret etme firsatini bulursunuz. Yormunuz icin cok tesekkurler.

    ReplyDelete
  13. Çorbayı kızım için hemen kayıt ettim.Deneyeceğim..

    ReplyDelete
  14. Merhabalar,

    Yorumunuzdan bal akıyor emin olun. Keşke bir fırsatını bulsam ya, bu yaştan sonra zor. Oralara genç iken gidilmeli. Belli bir yaştan sonra ancak gezmeye gidilir. Ben devamlı yerleşmeyi düşündüğüm için bu kadar hevesliydim oralara. İngilizcem bile yok. Bir ara Londra'ya gittiğimiz de kimseyle anlaşamadık. Bu İngilizler o kadar çok kendini beğenmiş ve ukala bir millet ki, daha ben onlar kadar soğuk ve yardımdan uzak bir millet tanımadım. Hollandalılar ve Almanlar İngilizlere bakarak çok daha sıcak ve yardımsever bir millet.

    Biraz fazla özele kaçacak ama, eğer sakıncası yoksa siz orada ne işle meşgulsünüz? Kendinize ait bir işletmeniz mi var, yoksa yabancı bir firmada mı çalışıyorsunuz? Merakımı bağışlayın, cevap vermek zorunda değilsiniz.

    Selam ve dualarımla.

    ReplyDelete
  15. Sagolun Recep bey. Dediginiz gibi emekli oldukdan sonra ancak gezmeye gidilebilir. Zaten gencken is, guc, coluk cocuk insan aceleden pek birsey anlamiyor. Bana sorarsaniz gezmeye gitmek calismaya gitmekden cok daha eglenceli. Allah sihhat versin. Muhim olan o. Kismetse gezmeye gelirsiniz sizde.

    Ben Kanadanin en buyuk 3 telekom sirketlerinin birinde musteri hizmetleri genel muduruyum. Orta okulda idim ailem Kanadaya goc ettiginde. Aslinda babam emekli oldukdan sonra tasindik buraya. Tabii o zamanlar issizlik problem degildi. Simdiki gibi degil tabii. Babamda teknik bir eleman oldugu icin biz gelmeden isi hazirdi. Koskoca Kanada da cok az Turk aile vardi ve kimse Turkiyenin nerede oldugunu bile bilmiyordu. Tesekkurler merakiniz ve sorulariniza. Hoscakalin

    ReplyDelete
  16. tatlımsı bir tadı var sanırım
    pek bizim eve göre değil ama
    azcık denemek lazım

    eline sağlık canım

    ReplyDelete
  17. Biraz zahmetli ama lezzetinden hiç kuşkum yok Şule'ciğim, Fransızların çorbaları nedendir muhteşem oluyor ben de yıllar önce soğan çorbası içmiş yapmıştım tarife göre çok hoşuma gitmişti...eline sağlık ve afiyet olsun bu arada Montreal manzarası da çok güzel...
    sevgilerimle canım..

    ReplyDelete
  18. Bir an ben pırasayı seviyor muyum diye düşündüm karar veremedim. Bu konuda nötrüm galiba. Ama bir çorba manyağı olarak yapabilirim. :)) Ellerine sağlık.

    ReplyDelete
  19. Muhabbet sofrasi. Tadi tatlimsi degil aslinda ama damak tadlari degisik oluyor. Bir dene istersen. Tesekkurler canim

    ReplyDelete
  20. Mujdecigim, cok zahmetli sayilmaz aslinda. Sebze corbalari genelde biraz zaman aliyor biliyorsun. Yika, dogra falan oldugundan. Sogan corbasi hakikaten muhtesem oluyor ama peyniri fazla oldugundan kalorisi de tabii ki. Sevgiler

    ReplyDelete
  21. Ilhan, pirasayi seviyormuyum diye dusundum karar veremedim lafina guldum. Bir deneme yap bakalim seviyormuymussun, sonra haber verirsin:-) Yorumuna tesekkurler.

    ReplyDelete
  22. Merhabalar Efendim,

    Beni kırmayıp, suallerime cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Çelik Bilek'i Amerka hikayesi olarak biliyorum, Kaptan Swing'in hikayesi de Kanada olmalı diye hatırlıyorum. Bizim zamanımızda sinema ve radyonun dışında hiçbir eğlence aracı yoktu. O zamanlar Tommiks, Teksas, Tex ve Kaptan Swing vs. Amerikan yapımı resimli kitaplarını okurduk. Oysa bizim tarihimizde böyle kitaplara konu olacak daha çok şanlı hikayelerimiz vardı ama ne yazık ki, Amerikan dergileri okuyarak büyüdük.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun. Kanada'daki yakınımızın soyadı KARAŞAHİN'dir. Şehirlerini de söylemişlerdi ama unuttum. Öğrenince size tekrar yazarım.

    ReplyDelete